MİMARİGenelGENEL KÜLTÜR

Yerebatan Sarnıcı

Dönemin kalbinin attığı yerde su ihtiyacını karşılayan en büyük yapı. Yerebatan sarnıcı, tarihindeki sırlarıyla bir görünüp bir kayboldu. Günümüzde ise İstanbul’da en çok ziyaret edilen müzelerin başında yer alıyor. Bu süreç boyunca neler geçirdiğini, mimarisindeki incelikleri, hakkında söylenen efsaneleri inceleyeceğiz

Konstantinopolis, denizlerle çevrili ve her zaman su kıtlığıyla karşı karşıya kalmış güzide şehir. Dönemin imparatorları, özellikle Ioustinianos bu sorunu çözmek için çeşitli sarnıçlar yaptırır. Bunların en büyüğü de Yerebatan Sarnıcıdır. Sultanahmet’te Ayasofya’nın yanıbaşında yer alan yapı, döneminde anıtsal yapıların suyunu karşılayan önemli bir yapıydı. Tarihi boyunca neler görmüş geçirmiştir, inceleyelim.

Yerebatan Sarnıcının Tarihi Gelişimi

Yerebatan Sarnıcı, İmparator Ioustinianos tarafından (527-565) yılları arasında su ihtiyacını karşılamak amacıyla yaptırılmıştır. Mevcut imparatorluk stoası anakayaya kadar kazılarak düz bir satıh oluşturulmuş, sütunların üzeri ise tonoz örtüyle kapatılmıştır.

Yerebatan Sarnıcına suyun nereden taşındığı kaynaklarda kesin olarak belirtilmemiştir. Nereden geldiği bilinmese de Yerebatan Sarnıcı yaklaşık 90 bin ton su kapasitesine sahip kocaman bir su haznesidir. On dokuzuncu yüzyıl tarihçisi sarnıçlardan şöyle bahseder;

“Eğer su yolları ‘akan nehirler’ ise, kentin yedi vadisinin kayda değer büyüklükte alanlarını işgal eden devasa sarnıçlar birer deniz veya göl gibiydiler.”

Skarlatos Byzantios

Geç Bizans döneminde sarnıç yapımları durur, deprem ve isyanlarla zarar gören sarnıç yapıları da uzun süre terkedilir. İstanbul’un fethiyle birlikte adına çok rastlanılmaz. Genel kanıya göre açık sarnıçlar bostan olarak kullanılmış, kapalı sarnıçlar ise içerisinde su tutmaya devam etse de örtüsünün oluşturduğu düz satıh ile işlev görmüştür. Osmanlı’nın tarihi kaynaklarında bile sarnıçlardan çok fazla söz edilmeyerek yavaş yavaş hakkındaki bilgiler buğulu hale gelmiştir. Fakat İstanbul için su sorunu bitmiş değildir.

Osmanlı halkı, sarnıçları neden ve nasıl terk edebilmiştir?

Sarnıçlar, ya yağmur suyunu ya da bir kanaldan gelen suyu bünyesinde barındıran ve uzun süre kullanımı olan yapılardır. Tarihçilere göre Osmanlı halkının sarnıçları kullanmamasının temel sebebi, durağan suyun pis ve kullanılamaz olduğunu düşünmeleridir. Bu sebeple Osmanlı, Bizans döneminden kalan su yollarını tamir eder ve yenilerini yapar. Birçok yere ise çeşme ve hayrat yapılarak halkın su ihtiyacı akan su ile karşılanır. Günümüzde birçok yerde karşılaştığımız meydan çeşmeleri, aslında etraflarında meydan oluşmasına neden olan temel yapılardır. Tıpkı dönemin Yerebatan Sarnıcı gibi.

Yerebatan Sarnıcı da Osmanlı döneminde asıl işlevinden uzaklaşarak, örtüsünün sağladığı düz satıh ile Cağaloğlu’nu Divanyolu ve Ayasofya Meydanına bağlayan Yerebatan caddesi ile kent mekanında önemli bir yer tutmaya devam etti.

Sonuçta sarnıçlar halk için unutulsa da tarihi kaynaklarda hala yer tutmaktaydı. Bu sarnıçların en büyüğü olan Yerebatan Sarnıcı’nın gün yüzüne çıkarılmasının da güzel bir hikayesi vardır.

Yerebatan Sarnıcının Yeniden Keşfi

Yerebatan Sarnıcı‘na gitmeden önce bu yazıyı okuyorsanız, gittiğinizde herkesin dikkatini çekmeyen bir şeye bakmanızı isterim. Kafanızı kaldırıp tonozlara göz gezdirirseniz ara ara büyük küçük delikler göreceksiniz. İşte Yerebatan Sarnıcını gezmenize neden olan da o deliklerden bir tanesi.

1544-1555 tarihleri arasında İstanbul’da yaşayan doğa bilimci ve topografya uzmanı Petrus Gyllius’un anlatımına göre mahalle sakinleri yerin altındaki bu sudan haberdardır. Kuyu olarak kullandıkları deliklerle sarnıçtan su çekerler. Petrus, araştırmalarının ardından bir evin kapısını çalar, kuyu olarak kullandıkları bu deliklerden bir tanesinden aşağıya iner ve sütun ormanını andıran Yerebatan Sarnıcı’nı yeniden keşfeder.

Sarnıcın büyüklüğünü hesaplar, 336 mermer sütun sayar ve tepelerinde birçok kuyu olduğunu tespit eder. Petrus Gyllius’un yeniden keşfinin ardından Yerebatan Sarnıcı,1818 yılına kadar Batılı seyyahlar tarafından tarih sayfasından kaybolur. 1818 senesinde Fransız sefiri Antoine-François Andréossy sarnıcın yerini tekrar tespit eder.

Yerebatan Sarnıcındaki Restorasyon Çalışmaları

İstanbul’un fethinden sonra kısa süre sarayın su ihtiyacını karşıladıktan sonra terkedilen Yerebatan Sarnıcı, III. Ahmet döneminde ilk kez mimar kayserili Mehmet Ağa tarafından, ikinci olarak da II. Abdülhamid döneminde onarımdan geçmiştir. 1955-1960 yıllarında kırılma riskinden dolayı 9 sütunu kalın bir beton tabaka ile kaplanmıştır.

1985 yılındaki restorasyon çalışmasında sarnıçta yaklaşık 2.5 metre yüksekliğine ulaşmış çamur ve moloz çıkarılarak temizlik çalışmaları yapıldı. İstanbul Anakent Belediyesi tarafından restorasyonu yapılan Yerebatan Sarnıcı‘ndan toplamda 26 bin metreküp çamurun çıkarıldığı aktarılıyor.

Sarnıcın içinde 50 cm yüksekliğinde su bırakıldı ve betonarme gezi iskelesi yapıldı. Aydınlatma çalışmalarıyla birlikte de turistlerin ziyaretine açıldı.

2017 yılında başlatılan restorasyon çalışması da Yerebatan Sarnıcı için büyük bir önem atfediyordu. Sarnıçtaki sütunların temizliği ve tonozlar arasındaki desteklerle birlikte Koruma ve Onarım çalışmaları özenle sürdürüldü.

Platform ve ışıklandırma yenilendi ve modern sanatla buluştu. Gidenlerin tekrar ziyaret etmesi gereken, tarihindeki gibi baştan keşfedilmesi gereken bir yer haline geldi.

Yerebatan Sarnıcı Mimarisi

Yerebatan Sarnıcı Grovak denilen ana kayaya inşa edilmiştir. 1500 yıldır varlığını sürdürmesi de bu temele dayanır. Tonoz ve duvarları tuğla ile örülmüş ve horasan harcı kullanılmıştır.

70 x140 metre boyutlarındaki sarnıcı taşıyan 336 mermer sütunun çoğu yunan ve roma tapınaklarından arda kalıp getirtilmiş devşirme sütunlardır. Sütun başlıklarının bazıları korint üslubunca bezeli bazıları ise daha sade olan impost başlıklardır. Bu sütunlardan iki tanesinin altında yer alan kaideler Yerebatan Sarnıcı’nın simgesi haline gelmiştir. Bu kaideler bildiğiniz gibi Medusa başlarıdır.

Yerebatan Sarnıcı Medusa

Hakkında çok şey yazılmış, çok şey söylenmiş olan Medusa. Gördüğünüz Kaideler 4. yüzyıla ait, o dönemden günümüze kadar değişmeyen mermer yapıları. Medusanın gözleri aynı şekilde bakmaya devam ederken insanın ona bakışı nesilden nesle değişiklik gösterdi. Birbirinden farklı anlamlarla anıldı. Bunlardan birkaçından kısaca bahsedeceğim, sizin bakış açınıza göre Medusa kimdir? Belki arasından seçebilir veya onun hakkında yeni bir söz söyleyebilirsiniz. Sonuçta Medusa size değil, siz ona bakıyorsunuz.

Yunan Mitolojisinde 3 gorgon kız kardeşten biri olan Medusa yılan başlı ve baktığını taşa çeviren dişi canavardır.

”Başka bir rivayete göre de Medusa; siyah gözleri, uzun saçları ve güzel vücuduyla övünen bir kızdır. Medusa, Zeus’ un oğlu Perseus’u seviyordur. Bu arada Athena da Perseus’u seviyor ve Medusa’yı kıskanıyordur. Bu yüzden Athena, Medusa’nın saçlarını yılana çevirir. Artık Medusa’nın baktığı herkes, taşa dönüşecektir. Daha sonra Perseus, Medusa’nın başını keser ve onun bu gücünden yararlanarak pek çok düşmanını yener. ”

Bir diğer ihtimal ise yalnızca kaide göreviyle uyumlu olarak yerleştirilmiş olmasıdır. Elbette ters olarak konulması da eleştirilen noktalardan birisidir. Pagan inancının ters yüz edildiğinin bir göstergesi olabilir mi?

Yerebatan Sarnıcı Nerede?

İstanbul Fatih içlesine bağlı Yerebatan Sarnıcı, Sultanahmet Meydanında Ayasofya’nın hemen yanıbaşında yer alır.

Yerebatan Cad. Alemdar Mah. 1/3 34410 Sultanahmet-Fatih/İSTANBUL

Konum: https://goo.gl/maps/etJZfWKFq7BL9MF66

Yerebatan Sarnıcına Nasıl Gidilir?

Yerebatan Sarnıcı’na ulaşımın birçok yolu bulunmakta, Metrobüsle tramvay aktarması yaparak Sultanahmet durağında inebilir veya Karaköyden tramvaya binerek Sultanahmet durağında inip Yerebatan Caddesine ilerleyebilirsiniz.

Anadolu yakasından gelecekseniz eminönünü vapurunu tercih edebilir, ardından tramvayla veya yürüyerek Yerebatan Sarnıcına ulaşabilirsiniz.

Yerebatan Sarnıcı Giriş Ücretleri 2023

Yerli Ziyaretçi: 50,00 TL

Yabancı Ziyaretçi: 190,00 TL

Öğrenci – Öğretmen: 20,00 TL

65 yaş üstü,: Ücretsiz

Güncel fiyat bilgisi değişebileceğinden mutlaka Yerebatan Sarnıcı Resmi sayfasından kontrol etmenizi öneririm.

  • Kültür bakanlığına bağlı olmadığından müzekart geçmemektedir.
  • Kredi kartı veya nakit geçerlidir, döviz kabul edilmemektedir.
  • Yerebatan Sarnıcı giriş biletlerini Passo’dan online satın alabilirsiniz.

Yerebatan Sarnıcı Giriş Saatleri

  • Haftanın Her Günü Ziyaret Saatleri
    09:00 – 18.00

Yararlanılan Kaynaklara Teşekkürlerimle

  • Osmanlı Döneminde Yerebatan Sarnıcı ve Mahallesi, Ayhan Han, Dergipark
  • Fotoğraflar, yerebatan.com adresinden alınmıştır
  • Planlama İlkeleri ve Yapım Teknikleri Açısından Tarihi Yarımada’daki Bizans Dönemi Sarnıçları, Dr. Kerim Altuğ
  • BASİLİCA CİSTERN’S RESTORATİON STAGES AND CONSERVATİON PROCESS, Faruk Yıldırım
  • Yerebatan Sarayı Sarnıcı, Dr. Cemil Uzunaksu

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu